İnsana dair yaptığımız tüm tanımlamalar onu diğer insanlarla birlikte yaşayan, seven, güvenen, ilişki kuran, hayal kırıklığı yaşayan, umut eden, bağlanan yanıyla birlikte değerlendirmeyi gerektirir. Sosyal bir varlık olarak tanımladığımız insan doğumundan itibaren diğer insanlarla gerek yakın gerek uzak ilişkiler kurar. Bu ilişkiler onun dünyadaki yalnızlığını bir nebze olsun hafifletir. Döllenme ile başlattığımız yaşam serüveni boyunca bağlanma durumu ağlamalara, korkmalara, sevinçlere, kaygıya ve dahasına temel oluşturur. Yetişkin olarak kabul ettiğimiz her birey bebeklikten itibaren güven ilişkisine dayalı bir bağlanma sürecinin peşinde düşüyor, kalkıyor; fizyolojik ihtiyaçların yoğunlukta olduğunu bildiğimiz dönemi dünyaya düşmüş olmanın getirdiği huzursuzlukla, bu yeni/yabancı mekandaki arayışına destek olarak bir güven talebiyle sürdürüyor. Küçük yaşlardan kurulmaya çalışılan güven ilişkisi sağlıklı yada sağlıksız bir bağlanma süreciyle kısmen tamamlanınca "yetişkin" bireylerin duygusal ilişkilere duyduğu ihtiyaç da bu doğrultuda devam ediyor. Hayatının her aşamasında iletişim halinde olan insan, dönemin psikososyal atmosferinin hem öznesi hem etkileneni olarak karşımızda duruyor. Toplumların karşılıklı etkileşimi insanlık tarihi boyunca devam etmiş olmakla birlikte, günümüz iletişim dünyasında medya temelli bir mekanizma eşliğinde sosyal dönüşüm ivme kazandı. Bu sosyal dönüşüm incelendiğinde günlük ilişkilerden değer mekanizmalarına kadar işleyen bir değişimin söz konusu olduğu söylenebilir. Gelelim insan hayatına erişimin hiç olmadığı kadar mümkün hale geldiği bu zamanda güven kavramının uğradığı anlam kaybına ve ilişkilerin görünürlüğünün, seyirci-oyuncu bağlamında durduğu yere. Bu etkinin tahlilini yapmak için, son dönemlerin çokça isminden söz ettiren dizisi Black Mirror (Kara Ayna) Hang the DJ bölümünün bugünkü karşılığına değineceğim. Distopya türünde bir anlatıma sahip olan diziyle ilgili konuşmak için öncelikle distopya kavramının ne olduğunu inceleyelim. Distopyalar günümüz dünyasından yola çıkarak gelecekte karşılaşılması muhtemel olan kötü senaryoları işler. İnsanlığın başına gelebilecek ya da gelmesi tahayyül edilebilecek olan ne varsa ileride yaşanması mümkün olan bir senaryodur. Bu türde gündem edilen başlıklara baktığımızda açlık, kuraklık, kısırlık, sanal dünya, tanımlanamayan virüsler, uzaylılar, röntgencilik, insan bilincine olan müdahalenin akıl
almaz boyutlara ulaşması gibi meseleler karşımıza çıkıyor. Artan iletişim olanaklarının ve teknolojik imkanların, insan hayatını kolaylaştırıcı etkisinin yanı sıra tehlike arz eden bilinçsiz/önü alınamaz bir savrulmaya davetiye çıkardığı düşüncesi tartışılmaya devam ederken distopyalar bize bu gerçekliği en sert en acımasız haliyle sunuyor. Mevzu bahis bölümün içeriği ise genel hatlarıyla şöyle: İnsanlara eş bulmak için kurulmuş, günümüzde var olan çöpçatanlık uygulamalarını daha ileri boyutlara taşıyan bir bir uygulama mevcut. Programın veri tabanında bulunan kişisel bilgiler sayesinde katılımcılar uygun oldukları düşünülen diğer katılımcılarla eşleştiriliyor. Her katılımcı "coach" adı verilen bir cihaza sahip ve bu cihazın komutlarına uygun şekilde gitmesi gereken buluşmaya gidiyor, sistemin eşleştirdiği kişiyle belirlenen süre boyunca birlikte yaşıyor. Bu süre kimi zaman 1 yıl kimi zaman 8 saat. Belirlenen süreden önce ayrılmak isteyen bireyler sistem tarafından uyarılıyor, aynı şekilde ayrılma vakti geldiğinde bir arada kalmak isteyenler de yaptırım uygulama tehdidi ile karşı karşıya kalıyor. Program bu şekilde işlemeye devam ederken iki katılımcının birbirine aşık olması ile düzende birtakım aksamalar meydana geliyor. Çünkü şartlar ne kadar değişmiş olsa da insanın olduğu yerde insanca kalan bir şeyler bulmak her daim mümkün. Devamında komutların dışına çıkmak isteyen bu çift sisteme kayıtlı olan diğer katılımcıların dışlayıcı tavırlarına maruz kalıyor ve sosyal baskıyı yansıtan bir sahne izliyoruz. Özetleyecek olursak, insanların ilişkilerini kendi tercihleri üzerinden kuramadığı, iradenin hükümsüz olduğu bir ağın içerisinde birbiriyle vakit geçiren ve bu birlikteliklerden mutluluk uman bireyler görüyoruz. Eşleşmeleri bir sistem vasıtasıyla gerçekleştiğinde ilişkileri ve uygunluk oranları rakamlarla ifade edilebilir cinsten. Her yeni birliktelikte özellikleri ve bekledikleri kaydediliyor ve yeni birleştirilecek olan adayla bu profil doğrultusunda buluşuyorlar. Bu kurgu ile verilmesi hedeflenen mesaj; günümüz ilişkilerinin sanal alem-seyirci- oyuncu bağlamında yaşadığı yozlaşmanın gelecekte hangi boyutlara varabileceği ve bu distopik tablonun ekseriyetle normal kabul edilmesinin insan ilişkilerine, başta yakın duygusal ilişkiler olmak üzere, olabilecek muhtemel etkileri. Bölümün bugünle bağlantısını kurmaya başladığımız yer hepimizin şahidi yada öznesi olduğu ilişkiler olabilir. Fakat eğer meselenin toplumsal olarak yansımasına bakacak olursak; yaygın kitle araçlarının ayna vazifesi gördüğünü ve izleyicisine renkli sahneler sunan bu ilişkileri biraz makyaj yardımıyla daha merak uyandırıcı hale getirdiğini söylemek mümkün. Dizinin ülkemizdeki sorumluları bu bağlantıyı kurmuş olacak ki, bölümde konu alınan ilişki biçimlerini yakın bir tarihe kadar ekranlarda olan, hepimizin hafızasında kalıcılığını koruyan evlilik programlarından ilhamla çekilmiş bir reklam filmi ile sundular. İzlemeyenler için video👇
NURCİHAN EKLEME
Yorumlar
Yorum Gönder