Okulumuzun kıymetli hocalarından Doç. Dr. Durmuş Ümmet’le keyifli
bir röportaj gerçekleştirdik. Öncelikle kendisini kısaca tanıyalım:
Lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimlerini Marmara
Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik ana
bilim dalında tamamladı. Aynı üniversitede öğretim üyesi ve bölüm başkan
yardımcısı olarak görev yapmaktadır. Çalışma alanları arasında psikolojik
danışman eğitimi, aile danışmanlığı, bireysel ve grupla psikolojik danışma
konuları bulunmaktadır.
Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik ana
bilim dalında öğretim üyesiyim. Aynı zamanda lisans, yüksek lisans ve doktora
eğitimlerimi bu üniversitede tamamladım. Burada daha çok grupla psikolojik
danışma, bireyle psikolojik danışma gibi uygulamalı dersleri okutuyorum.
Kariyerinizi nasıl planladınız?
Kariyer planlaması çok önemli bir süreç, bu planlamayı
yaparken birçok şeyi gözden geçirmek lazım. Bir de kariyer planlamasında
şimdiki zaman dilimiyle bizim öğrencilik zamanımızdaki zaman dilimi arasında
fark var, seçenekler çok değişti. Kendi kariyer planım bugüne belki bir miktar
ışık tutabilir. “Kariyerimi nasıl planlayabilirim, ne yapmak istiyorum, mesleki
anlamda beni ne doyuma götürür” soruları üçüncü sınıfın başında kendime
sorduğum sorulardı. Seçeneklerimi daha çok içsel doyumumu göz önüne alarak kararlaştırdım.
Tabi burada karşınıza çıkan fırsatlar, fırsatları değerlendirebilmek, kendi
içsel süreçlerinizden geçirmek de çok önemli. Kariyerimde bu noktaya ulaşmamın sağlayan
şeylerin büyük bir kısmı zihinsel sorularımı cevaplamak, diğer kısmı
seçeneklerimi kendimle eşleştirmekti. Tabi burada azımsanmayacak bir kısım da
karşıma çıkan şans faktörüdür illaki. Yaşamın sizin çabalarınıza karşılık
sunduğu olanaklar...
Çok yoğun bir iş temponuz var ama sizi hep çok enerjik
görüyoruz. Bu enerjinizi neye borçlusunuz?
Evet çok yoğun bir iş tempom var. Aynı zamanda bölüm
idaresinde olmak hakikaten epeyce enerji tüketen bir şey. Zannediyorum işimi,
öğrencilerimi, anlatıyor olduğum derslerimi çok seviyor olmam enerjimi yüksek
tutuyor. İçsel doyum ve keyif almak önemli. Çünkü 15-16 yıldır buraya gelirken ayaklarım
hiç geri geri gitmedi. Bunu seviyor olmama bağlıyorum.
Son zamanlarda her ne kadar bu durumda azalma gözükse de
biliyorsunuz ki bölümümüzde erkek öğrenci sayısı daha az. Bu konu hakkında ne
düşünüyorsunuz ve bu algıyı yıkmak için neler yapılmalı?
Çok eskiden beri bazı mesleklere cinsiyet rolleri
aktarılmıştır. Sosyal meslekler kadınlara özgü, teknik meslekler erkeklere özgü
gibi bir toplumsal algı var. Dolayısıyla algılardaki bu değişim ancak kültürel
değişimle olabilecek bir şey. Bunun uzun süreceğini ve zor bir değişim
olacağını ifade etmek doğru olacaktır. PDR alanındaki erkek akademisyenlerin ve
yine alanda çalışan erkek psikolojik danışmanların ön planda olmaları,
kendilerini güzel ifade etmeleri, bir mesleğin cinsiyetten bağımsız bir şekilde
yapılabildiğini net bir şekilde anlatmaları bu konuda önemlidir.
Mezun olduğunuz okulda çalışıyorsunuz bu sizin için ne
ifade ediyor, neler hissediyorsunuz?
Tabi bu çok kıymetli bir şey. Öğrenci olduğum sınıfta şimdi
ders anlatıyorum. Tabi birtakım anılar aklıma geliyor, keyifli bir şey. Bir
ekip olarak çalışıyoruz dolayısıyla benim öğrencilik zamanımın asistanları şimdi
hocalar, o zamanki hocalar şimdi iş arkadaşlarım ve devamlı birbirimizi
görüyoruz. Aynı zamanda tabi ki hepsi hala hocam, hepsini çok seviyorum. Dolayısıyla
çok güzel bir şey. Hiçbir olumsuzluğunu yaşamıyorum tam tersi avantajlarını
yaşıyorum.
Unutamadığınız bir öğrencilik anınız var mı?
Tabi ki var, burada anlatılacak olanlarından bahsedeyim. Dersten
atılmışlığım da var, yaramazlık yaptığımız zamanlar da oldu. Bizim zamanımızda
cep telefonu yaygın değildi, herkeste yoktu. Biz telefonlarımızla değil
birbirimizle uğraşırdık. Mesleki bir röportaj yapıyor olduğumuz için anı deyince
mesleki bir anı geldi aklıma. Okulla ilgili değil ama staj yaptığım çok
kıymetli bir vakıfla ilgili. Yöret Vakfı, bilirsiniz. Orada bir dönem ben de
staj yapmıştım. Bir akşam orada grup çalışması tarzında bir çalışma
yapılıyordu. Ben de içeride ne olduğunu çok merak etmiştim. Çünkü mesleğime
karşı çok hevesliydim. İçeride ne oluyor ne bitiyor anlamaya çalışıyorum, içerden
bir şey duyup da bir şeyler öğrenir miyim diye kapının önünde bekliyordum ki
kapı açıldı. Çok utanmıştım. Ama öğrenmeye hevesli olduğum çok belli olduğu
için güler yüzle karşılandım. Bizim mesleki hayatımız için öğrenmeye hevesli
olmak çok önemli, bunu ihmal etmemek lazım.
Şu anki PDR eğitimi ile sizin öğrencilik zamanınızdaki
PDR eğitimi arasında ne gibi farklar var? Sizce bir ilerleme var mı?
Çok ciddi, çok büyük ilerlemeler var. Bunu üstelik aynı
üniversitenin mezunu olarak daha kolay kıyaslayabiliyorum. Artık alanımızda çok
fazla konferans, seminer, zirve, PDR günleri, kulüp etkinlikleri gibi birçok
çalışma söz konusu ve her birinden çok kıymetli, farklı şeyler öğreniliyor. Bizim
zamanımızda asla bu kadar yaygın değildi. Olanlara da erişme ve haberdar olma imkanı
kısıtlıydı. Şimdi herkes sosyal medya hesaplarından bu çalışmalardan haberdar
olabiliyor. Kendi planlarına göre istediği etkinliklere seçerek katılabiliyor. Kendi
merak ettiği çalışmalara, atölyelere hızlıca gidebiliyor. Dolayısıyla olumlu
yönde bir gelişim söz konusu. Tabi burada çok önemli bir şeyi atlamamak lazım. Son
üç yıldır dört yıldır eğitimleriyle, uzman söyleşileriyle, çalışma arkadaşlarımızın
yaptığı gönüllü işlerle derneğimizin İstanbul şubesi çok aktif. Biz bundan çok
haberdar değildik.
Meslek hayatınızda yaşadığınız zorluklar neler?
Meslek yaşamı deyince akademisyenliği anlayarak cevaplıyorum.
Akademik hayat sürekli yazmak, çizmek, kendimizi yetiştirmek, kazanımlarımızı
öğrencilerimize aktarmak gibi çok yoğun bir tempoyu gerektiriyor. Bazen
planlamayla ilgili zorluklar oluyor. Çoğu zaman özel hayatı ikinci plana atmak
durumunda kalıyoruz, öncelik iş hayatımızda. Hafta sonu, yaz tatili, yarıyıl
tatili demeden sürekli kendimizi geliştirdiğimiz bir meslek. Belli bir mesai
saatimiz yok. Sevmeden yapılamayacak bir meslek. Zorluk diyeceksek yoğunluğunu
söyleyebiliriz.
PDR öğrencilerine ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?
Okul bitmeden kendilerini nasıl geliştirebilirler?
PDR uygulamaya yönelik, insana yönelik bir iş olduğu için PDR
öğrencileri kendilerini geliştirebilmek adına seminer, konferans, zirve, atölye
gibi çalışmalara oldukça sık katılmaya çalışmalıdırlar. Tüm şehirlerdeki
öğrenciler için diyebilirim bunu ama özellikle İstanbul gibi büyükşehirlerde
okuyan öğrenciler bu konuda çok daha fazla fırsata sahip. İlgi alanlarıyla
ilgili şeyleri takip etmeliler. Zamanlarını iyi planlayarak sıklıkla okul dışı
etkinliklerde yer almalılar. Bu etkinlikler sadece mesleki anlamda olmak
zorunda değil. Biz insanla çalıştığımız için sanat, spor gibi faaliyetlere
zaman ayırmak da bizim çok yönlü olarak mezun olmamızı sağlayacaktır.
Boş zamanlarınızı değerlendirdiğiniz ilgi alanlarınız
neler?
Okumak eğer ilgili alanına giriyorsa okumak diyebilirim ama
sanırım o da işimizin bir parçası. Herhangi bir boş vaktimde yaptığım ilk şey
sevdiklerimle bir arada olmak. Çünkü ben sağlam, sağlıklı insan ilişkilerinin
iyileştirici bir gücü olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla benim de hayatımda çok
özel, bir arada olduğum zaman mutlu hissettiğim, doyum aldığım dostlarım ve
ailem var. Elimden geldiğince onlarla vakit geçirmeye çalışıyorum.
İdolünüz var mı?
Tabi ki var, her meslekte vardır. Belki direkt isim isim
sıralamak doğru olmayabilir ama bence bir akademisyenin ekstra herhangi bir
sorun yaşamadıysa doktora tez danışmanı onun idolüdür. Benim için de doktora
tez danışmanım -bölüm başkanımız aynı zamanda- her zaman örnek aldığım
insanlardan biri. Alanımızın çok kıymetli hocaları var, onlar çok kıymetli
benim için. Direkt isim isim söylemesem de bu meslek için elini taşın altına
koyan, derneklerde güzel işlere imza atan herkes benim idolüm sayılabilir.
Sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Çok teşekkür ederim böyle bir röportaj planladığınız ve
benimle gerçekleştirdiğiniz için. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Sizi de
daha lisans eğitimindeyken böyle aktiviteler içinde bulunduğunuz için takdir ve
tebrik ediyorum.
Hocamıza bu değerli bilgiler için teşekkür ederiz.
(Röportajın videosunu youtube ve instagram adreslerimizde bulabilirsiniz.)
Ebru Nur Görmez
Yorumlar
Yorum Gönder