Özet: Klon
Savaşları tüm hızıyla devam etmektedir. Ayrılıkçılar tarafından Cumhuriyet’in başkenti Coruscant’a büyük
bir saldırı düzenlenmiş ve Şansölye Palpatine kaçırılmıştır. Şansölye’yi
kurtarma görevi daha yeni Jedi Şövalyesi olan Anakin Skywalker ve Obi-Wan Kenobi’ye
verilmiştir. Coruscant Savaşı’nda başarısız olan Ayrılıkçılar’ın başına General
Grevious getirilmiştir. Cumhuriyet lideri Palpatine, General Grevious ölene
kadar savaşın bitmeyeceğini ve acil durum yetkilerini o zamana dek devretmeyeceğini
bildirmiştir. Jedi Konseyi bu karardan dolayı rahatsız olmuştur. Palpatine
böylece bu kararla birlikte yüzünün karanlık tarafını gölgelerin ardından
çıkarmaya başlamıştır. Padme’yi kaybetme korkusunun esiri olan Anakin ise
oldukça manipülasyona açık bir konumdadır ve Anakin’in Darth Vader olma süreci
bu şekilde başlamaktadır…
Anakin Skywalker sevgilisi Senatör Padmé Amidala’yı kaybettiğini gördüğü rüyasından oldukça etkilenmiştir. Hatta bu durum oldukça şiddetini arttırmıştır ki kendini gerçekleştiren kehanet boyutuna ulaşmış ve Padme hayatını kaybetmiştir. Kendini gerçekleştiren ya da bir diğer adıyla kendini doğrulayan kehanet, birisinin bir diğeri hakkındaki davranışlarını etkilemesi ve onun bu beklentilerle tutarlı bir şekilde davranmasına neden olarak beklentilerin doğru çıkmasını sağlaması demektir. Trajik bir şekilde rüyasının gerçeğe dönüşmesinden daha trajik olan ise bir nevi Anakin’in sevgilisinin ölümüne yol açmış olmasıdır.
Tabi filmde kendini
gerçekleştiren kehanetin yanı sıra bir de kendini doğrulamayan kehanet bariz
bir şekilde göze çarpmaktadır: Anakin Skywalker’ın seçilmiş kişi oluşu. Bu
kehanetin kendini doğrulayamayışının sebebi hiç şüphesiz Jedi Konseyi’nin Anakin’e
seçilmiş kişi gibi davranmamasıdır. Konsey sıklıkla Anakin’e kendisini değersiz
hissettirmiştir. Filmin geçtiği dönemde Jedi Ustası Yoda, Jedi öğretilerine
oldukça sadıktır ve Anakin’i ilk gördüğü andan itibaren onun fazla büyük
olduğunu ve bir Padawan(Jedi çırağı) olarak kabul edilemeyeceğini söylemiş ve
zaman zaman Anakin’e karşı anlayışsız tavırlar sergilemiştir. Yine de eğitime
kabul edilen Anakin, ustası Obi-Wan Kenobi’den de tam anlamıyla bir ilgi
görememiş ve tüm bu nedenlerle bu duruma kendini gerçekleştiren kehanet demek
mümkün olmamıştır. Bu bağlamda kendini gerçekleştiren kehanet için beklenti ve
bu yönde bilişsel yapıların oluşması gerekliliği görülmektedir.
*****
Bir ‘Sith Lordu’ olduğu henüz açığa
çıkmamış olan Sheev Palpatine savaşı kullanarak cumhuriyetten imparatorluğa
geçiş sürecinde sosyal biliş oluşturmayı amaçlamaktadır. Sosyal
biliş, insanların kendileri ve sosyal dünya ile ilgili düşünme şekilleri, yargı
ve kararlara varırken sosyal bilgileri seçme, yorumlama, anımsama ve kullanma
biçimleridir.
Palpetine, Anakin ve Jedi Konseyi’ne dair temsil edilicilik kestirme yolunu
kullanmaktadır. Bu sayede bu iki yapıyı da manipüle edebilmiş hatta benzer bir
şekilde tüm senatoyu dahi manipüle edebilmiştir. Temsil edicililik kestirme yolu,
bilgilerin ilgili şemanın tipik temsilcisine ne ölçüde benzediği doğrultusunda
sınıflandırıldığı zihinsel bir kısa yoldur.
Filmin meşhur sahnelerinden birinde, Palpetine
imparatorluk fikrini dile getirdiğinde tüm senatonun alkışlaması otomatik düşünceye bir örnektir. Otomatik
düşünme, bilinçdışı, kasıtsız, istemsiz ve çabasız-eforsuz düşünme demektir.
İnsanlar oluşan sosyal biliş sonucunda detaylı düşünmeden bu fikri kabul
etmişlerdir. Aynı durum karşısında
Padme’nin “Demek özgürlük böyle kaybediliyormuş, gök gürültüsü gibi alkışlarla...”
cümlesi ise kontrollü düşünmeyi göstermektedir. Kontrollü düşünme
ise, bilinçli, kasıtlı, istemli ve çaba harcayarak düşünme şeklinde
tanımlanabilir.
Filmde sıklıkla ‘Sith Lordu’ ve ‘Jedi’ stereotipleri
görülmektedir. Bu şemaları ilk tartışan kişi ise Palpatine olmuştur.
Anakin’i ‘Dark Side’a çağırırken bu şema ve stereotiplerden yararlanmıştır. Şemalar,
insanların sosyal dünya ile ilgili bilgilerini temalar ya da konular çevresinde
düzenlemek için kullandıkları ve fark ettikleri, üzerine düşündükleri ve
anımsadıkları bilgileri etkileyen zihinsel yapılardır. Stereotipler ise
cinsiyet ya da ırk gibi bir sosyal gruba atfedilen şemalar olarak
tanımlanabilir.
*****
Yoda ile Anakin arasında sevdiğini kaybetmeye
dair yapılan konuşma Anakin’in kaybetme korkusu ile barışmasını sağlamamıştır.
Çünkü bu konuda Yoda Anakin’e yeterli desteği vermemiştir. Bu nedenle Anakin
sadece bu düşünceleri bastırmaya çalışır fakat bastırmaya çalıştıkça tek
düşündüğü bu olmuştur. Bu durum düşünceleri bastırma sonucu ironik bilgi işleme kavramıyla ifade
edilebilir.
Yoda’nın jedi olmaya dair bilgileri aşırı güven engeli sonucunda Anakin’in sevdiğini
kaybetmeye dair duyguları ve bu duyguların onun üzerindeki etkisini görmesini
engellemiştir. Aşırı güven engeli, insanların kendi yargılarının
doğruluğundan çok fazla emin olmasıdır.
*****
Nihayetinde Anakin karanlık tarafa geçer
ve Darth Vader olur. Çünkü force’a yani güce dair dışsal yüklemeleri ile içsel
yüklemeleri arasında ciddi farklar söz konusudur. Anakin Palpatine’nin
dayattığı dışsal mazeretleri içselleştirir.
Palpatine, Anakin’in dışsal yüklemelerin kaynağı jedi konseyine karşı
güvenini sarsarak bunu gerçekleştirir. İçsel yüklemeyi, birisinin belirli
bir davranışını onunla ilgili tutum, karakter ya da kişilik gibi bir nedene
bağlamak, dışsal yüklemeyi ise birisinin belirli bir davranışını içinde
bulunduğu duruma bağlamak olarak tanımlayabiliriz.
Anakin’in jedi tapınağındaki çocukları
öldürmesini ise iki şekilde açıklayabiliriz. Birincisi jedi cumhuriyete ihanet
etti, hepsinin yok edilmesi gerekiyor düşüncesi (Palpetine tarafından verilen dışsal
mazeret). İkincisi ise Padme’siz yaşayamam onu hayatta tutacak gücü
kazanmak için her şeyi yapmalıyım düşüncesi (içsel mazeret). Dışsal mazeret, çelişkili kişisel davranışlara
bireyin kendi dışından getirilen bir açıklama ya da kendi dışında bir nedene
bağlama, içsel mazeret ise kişinin kendisiyle ilgili bir şeyi değiştirerek
çelişkiyi azaltmasıdır.
Ve son olarak Anakin yaptıklarıyla başa
çıkmak adına Padme’ye imparatorluğa barışı getirdiğini söyler. Burada kendini ikna etmeyi görmekteyiz. Kendini ikna etme, kendini
maruz gösterme çabalarının sonucunda ortaya çıkan ve uzun süre etkili olan
tutum değişimidir. ‘‘Kendini ikna etmenin doğrudan ikna çabalarından daha
kalıcı sonuçlar vermesinin nedeni, kendini iknada dışsal inandırma ya da
baskının değil, içsel ikna olmanın söz konusu olmasıdır.’’
Yararlanılan
Kaynaklar:
*Sosyal Psikoloji-Aronson,Wilson,Akert
* Açık
Ders Notları-Sosyal Biliş
Zafer Alp
ESKİ
Yorumlar
Yorum Gönder