Ana içeriğe atla

Beliren Yetişkinlik


“İnsan bir anda ergenlikten yetişkinliğe geçiş yapabilir mi? Eğer bu bir süreç ise ne gibi fonksiyonları vardır? Bu dönemde bireyde ne gibi değişiklikler meydana gelir?” gibi soruları cevaplamak için hemen hepimizin şu an içinde bulunduğu bir dönemden bahsetmek istiyorum.
Gelişimle ilgili çalışmalar sonucunda Amerikalı psikolog J.J.Arnett(2000) beliren yetişkinlik sürecini ortaya çıkarmıştır. Peki nedir bu beliren yetişkinlik?
Ergenlik ve yetişkinlik arasında yaşanan süreçte birey çocukluktan yeni çıkmış ve bir anda yetişkinlik evresine adapte olamamıştır.
Bu arada geçen zaman içinde (18-25yaş) yaşadığı evreler beliren yetişkinlik evreleridir. Deneyim ve arayış bu süreci karakterize etmektedir.
Bu evrede birey kimlik karmaşası yaşar.” Yetişkin miyim yoksa hala çocuk muyum? Ben kimim ve hayatta ne yapmak istiyorum?”
Birey ergenlik döneminde gibi heyecanlı ve duyguları anında değişirken yetişkin gibi de duygularını dizginlemeye çalışır. Beliren yetişkinliğin beş temel özelliği vardır. Bunlardan ilki;
Kimlik Arayışı: Birey iş alanında çalıştığı ya da çalışmayı düşündüğü sektörleri tanımaya çalışır ve sektörlere yaklaşımıyla kendini gösterir. Eğitim gördüğü alanda kendine yarayacak iş alanlarını değerlendirir.
Bu sorgulamanın temelinde kendini keşfetme olgusu vardır. Bu süreçte farklı görüşlere sahip bireylerle iletişime geçip farklı topluluklara girer ve kendi düşüncesini sorgulamaya başlar. Sonunda kendine uygun fikirleri keşfettiği diğer fikirler ile harmanlayarak oluşturur. Aşk kavramı algısı artık ciddi bir boyuttadır. Aşk duygusuna yatkınlık artar ve birey evleneceği kişiyi bulmak için arayışa geçer. Bu dönemde “Yaşamımı nasıl bir insanla geçirmeyi düşünüyorum?” sorusu önem kazanır.

İstikrarsızlık: Birey arayış içinde olduğu için hiçbir konuda tam kararlı değildir ve uzun vadeli iş yapamaz. Deneyimleri sonucu yaptığı planları ve arkadaş ortamını ve yaşadığı yeri sık sık değiştirir. Kısaca bu dönemde verdiği kararlar değişkenlik içindedir.

Kendine Odaklanma: Arnett’e göre birey yaşamı boyunca diğer dönemlere nazaran bu dönemde kendine odaklanır, birinci planda bireyin kendisi vardır. Beliren yetişkinlik en özgür dönemdir çünkü ergenlik veya çocukluk dönemindeki gibi ebeveyn boyunduruğu altında değil ya da yetişkinlik dönemindeki gibi sorumlulukları çok fazla değildir. Bu dönemde kendileriyle ilgili karar verebilme yetileri yetişkinlik dönemi için beceri kazanmalarını sağlar.

Arada Kalmışlık Hissi: Bu dönemde bireyler başta bahsettiğim gibi kendilerini bazı açılardan yetişkin olduğunu bazı açılardan da yetişkin olmadığını düşünürler. Çünkü bu süreçte birey yetişkin olma özelliklerini kazanmaya başlar ve karmaşık duygu-düşünceler içinden kendine uygun olanları bulmaya çalışır.

Fırsatlar Yaşı: Arnett’e göre bireyin gelecekleri hakkında büyük umutlar ve yüksek beklentilere sahip oldukları dönem bu dönemdir. Bireyin önündeki seçenekler çok çeşitlidir. Birçok iş ve eş seçeneği vardır ve birey arzu ettiğini seçmekte özgürdür. Bu düşünce bireyin hayata daha iyimser bakıp, umutlu olmasını sağlar. Bu dönemde birey iyi bir işe girerek maddi-manevi doyum sağlayacağı bir hayata sahip olacağına inanır.
Arnett (2000), diğer gelişimsel dönemlerden farklı olarak, beliren yetişkinlik döneminin evrensel olmadığını, bu dönemdeki davranışların ve rollerin kültürden kültüre değişebileceğini belirtmiştir. Bireyin bağımsız roller sergilemesine olanak sağlayan toplumlarda beliren yetişkinlik döneminin görülmesi olasılığı yüksektir.
Ayrıca beliren yetişkinliğin yaşanma sürecini etkileyen üç faktör de şunlardır; eğitim hayatının süresi buna bağlı olarak evlenme ve ebeveyn olma yaşının değişmesi, bireyin kendisini özgürce keşfetmesine izin veren kültürel yapı. Bu üç etken sonucunda beliren yetişkinlik döneminin yaşandığı aralık ve bu yaşanmışlıktaki oluşan etki değişir.
Sürecin sonunda bireyler hayattan beklentisini bilen ve buna göre bir yol çizen, fikir sahibi, belli bir entelektüel seviyeye sahip yetişkinler olarak hayatlarına devam ederler.



Serenay YAZICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süpermen'i Beklerken (Waiting for 'Superman') Film Analizi

Waiting for  Superman sadece The Flaming Lips grubunun bir şarkısı değil. Aynı zamanda Amerikan eğitim sistemine eleştirel bir perspektiften bakan, ülke içerisindeki bireylerin okuma yazma oranlarını, eyaletlere göre başarılarını ele alan belgesel niteliğinde bir film. Filmi inovatif eğitimi de düşünerek yorumlayabilmek mümkün. Akademi ödüllü filmin yönetmeni Davis Guggenheim, düşük performanslı kent okullarını ‘bırakma fabrikaları’ olarak tanımlıyor ve bu kent okullara yönelik birtakım çözüm önerileri sunuyor. Film, devlet okulu sistemi içerisinde devam eden beş öğrenciyi konu alıyor. Eğitim sistemini iyileştirme adına eğitim reformcularının sunduğu çözümler filme gerçeklilik ve yararlılık katmasının yanı sıra günümüzün ilerleyen teknolojisi de düşünüldüğünde çözüm önerilerine birkaç şey daha ekleyebiliriz,  şöyle ki : Eğitimde teknolojiyi mutlaka bir amaç etrafında verimlice kullanabilmeli ve bu amacın kesinlikle öğrenci üzerinde işlevselliği de olabilme...

7.Koğuş Film Analizi

7. KOĞUŞTAKİ MUCİZE Hepimizin merakla beklediği 7. Koğuştaki Mucize nihayet geçtiğimiz haftalarda vizyona girdi. Başrollerinde Aras Bulut İynemli, Deniz Baysal, Sarp Akkaya gibi isimlerin bulunduğu ve Mehmet Ada Öztekin yönetmenliğindeki filmi izlerken gözyaşlarımıza hakim olabilmek neredeyse hepimiz için imkansızdı. Henüz izleme fırsatını bulamamış okuyucularımız için de kısa özetlerle birlikte filmi karakter analizleri ve sosyal psikoloji bağlamında ele almak isteriz : Filmimiz, 7 yaşındaki kızı, Ova ile aynı zeka yaşına sahip olan Memo’nun haksızlıklarla mücadelesini, zihinsel yetersizliklerine rağmen evladı için her şeyi yapan bir baba oluşunu gözler önüne seriyor. Memo, bir gün koyunları otlatmaya çıkardığında başına hayatının dönüm noktası olabilecek bir talihsizlik gelir. Sözü geçer bir komutanın kızı oyun esnasında tehlikeli yerlere tırmanır ve Memo kıza gitmemesi için uyarılarda bulunurken, Ova ile aynı yaşlardaki küçük kız uçurumdan düşüp can verir. Bu esnada olay y...

Seyahat Üzerine Bir Röportaj

Okulumuzun kıymetli hocalarından Dr. Mustafa Otrar ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Öncelikle kendisini kısaca tanıyalım; 1971 Eskişehir (Merkez) doğumludur. İlkokulu (1982), ortaöğrenimini (1989) Eskişehir’de tamamladı. Aynı yıl girdiği Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Psikolojik Danışma ve Rehberlik Lisans Programı’ndan mezun oldu (1993). Rehber Öğretmen olarak Bingöl ve İstanbul’da görev yaptı. 1995 yılında Araştırma Görevlisi olarak Marmara Üniversitesi’ne göreve başladı. 1997 yılında Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde Eğitimde Psikolojik Hizmetler alanında yüksek lisansını tamamladı. Ocak 2006’da Doktora eğitimini tamamlayan Mustafa OTRAR, halen Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü’nde Ölçme ve Değerlendirme Anabilim Dalı Başkanı olarak çalışmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır. Genel olarak seyahatin hayatınızdaki yeri, ruh halinize etkisi nedir?  Hayatımdaki yerinden...