Ana içeriğe atla

Kariyer Günleri - Mezunlar Geçidi


Psikoloji ve Gelişim Kulübü olarak 2019-2020 güz döneminin ilk etkinliğini, geçtiğimiz günlerde “Kariyer Günleri-Mezunlar Geçidi” adı altındaki programımızla gerçekleştirdik. Bu keyifli etkinlikte çok değerli hocalarımız bizleri kırmadılar ve bu güzel günü bizlerle paylaşarak şeref verdiler. Etkinliğimizde yer alan hocalarımızı sizlere tanıtmak ve  etkinliğimize katılamayan arkadaşlarımız için anlatılanları özetlemek isteriz. 

Uzman Psikolojik Danışman Hakan Çetin 

Yeşilay Eğitim Müdürü olan Hakan Çetin konuşmasına eğitim kavramı ile başladı. Eğitimin ihtiyaç analiziyle başladığının önemle altını çizdi. Eğitim yöneticiliği yaptığı için 21.yy’da işe alımlarda nelere dikkat edildiğini sırasıyla açıkladı.

  1. Takım çalışması 
  2. Problem çözme yeteneği
  3. Karar alma becerisi
  4. Yabancı dil 
PDR'nin birden fazla sektöre hizmet vermesinin kariyer anlamında bir avantaj olduğunu vurguladı. Hem özel sektörde hem devlet sektöründe çalışan hocamız, özel sektörün kendimizi geliştirmek için daha iyi bir ortam sunduğunu söyledi. Yeşilay hizmetlerini açıklayıp bizi bilgilendirerek konuşmasını tamamladı. 
Yeşilay ve Önleme 

  1. Bağımlılıkla Mücadele
  2. Okulda Bağımlılığa Müdahale
  3. YEDAM: Yeşilay Danışmanlık Merkezi 


  • Not: Steve Jobs’un Stanford Üniversitesi’ndeki konuşmasını izlememizi önerdi.


Klinik Psikolog : Yasin Gürkan
   Yasin Gürkan, Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünden yüksek onur öğrencisi olarak mezun olmuştur. Oldukça aktif bir üniversite hayatı geçirmiştir. Lisanstan mezun olduktan sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi Klinik Psikoloji alanında uzmanlık derslerini ve süpervizyonlarını çocuk-ergen alt dalında tamamlamıştır. Birçok alan içi eğitim almış olan ve halen de eğitimlerine devam eden Yasin Hocamızın kariyeri ile ilgili detaylı bilgiye Psikoloji ve Gelişim Kulübü'nün (@marmarapgkulubu) instagram gönderileri içerisinden ulaşabilirsiniz : )
   Bu güzel günde Yasin Gürkan, konuşmasına klinik psikolojiyi tanımlayarak ve ilgili yasaları açıklayarak başladı. Klinik psikolojinin sadece psikoterapi demek olmadığından, sadece uygulama değil ayrıntılı bir teorik bilgi de istediğinden ve de klinik psikologların sürekli eğitim ve süpervizyon almasının öneminden bahsetti. Klinik psikoloji ile ilgili yasalarla ilgili ise 6225 sayılı kanundan ve de şu an için taslak olarak bulunan fakat çıkması beklenen Ruh Sağlığı Yasası’ndan bahsetti. Güncel olarak, şu an PDR mezunlarının Klinik Psikoloji Yüksek Lisansı yaparak “Uzman Klinik Psikolog” unvanı alabileceğinin de üstünde fazlasıyla durdu. 
   Konuşmasının devamında klinik psikoloji, psikoterapi ve de psikolojik danışmanlık kavramlarının sıkça birbirine karışmasından dolayı olsa gerek, bu üçünün farklarından bahsetti. Bunların bazılarını maddelemek isterim:
  • PDR uygulamalı alanda, psikoloji bölümü ise teorik alanda kendini gösterir.
  • Devlet hastanelerinde psikoloji lisans mezunu olmayanlar çalışamaz.
  • PDR mezunu olarak psikoterapist olmak yeterli değildir. Bunun için yüksek lisans ve eğitimler gerekir.
  • Psikolojik danışmanlık ve psikoterapinin farklarından biri de psikolojik danışmada “şimdi ve burada” ilkesine göre hareket edilmesi, psikoterapinin ise “orada ve o zaman” ilkesini esas almasıdır. Yani psikoterapi daha çok geçmişle ilgilenir. 
  • Her ne kadar biz psikolojik danışmanlık ve psikoterapi kavramlarını birbirinden bu denli ayırıyor olsak da yurt dışı kaynakları aralarında çok fark olmadığını savunur.

   Klinik psikolojiyle ilgili planları olan arkadaşlarım için hocamızın slaytlarından aldığım birkaç bilgiyi paylaşmak isterim :

  • Yasin Gürkan’ın önerdiği klinik psikoloji ile ilgili kitaplar:
George P. Kramer & Douglas A. Bernstein & Vicky Phares(2014). Klinik Psikolojiye Giriş. Mentis Yayınevi.
Wolfgang LINDEN & Paul L. HEWITT & Pearson(2017).Klinik Psikoloji. Nobel Akademik Yayıncılık.

Yasin Gürkan’ın slaytında belirttiği “PDR Lisans Mezunlarını Klinik Psikoloji Yüksek Lisansına Kabul Eden Üniversiteler” ise şunlardır:
  • Işık Üniversitesi
  • Üsküdar Üniversitesi
  • İstanbul Arel Üniversitesi
  • Hasan Kalyoncu Üniversitesi
  • Beykent Üniversitesi
  • Esenyurt Üniversitesi
  • İbni Haldun Üniversitesi
  • Haliç Üniversitesi
  • Doğuş Üniversitesi
  • FSM Vakıf Üniversitesi
  • Yakın Doğu Üniversitesi 
  • İstanbul Bilgi Üniversitesi

Psikolojik Danışman/Psikodramatist Begüm Bilge Kodalak
Etkinliğimizin 3. oturumunda “Hamile ve doğum psikoloğu olmak” adlı konuşmasını yapmak üzere Psikolojik danışman/Psikodramatist Begüm Bilge Kodalak’ı ağırladık. Konuşmasına doğum psikoloğunun kim olduğunu, neler yaptığını ve nelerle ilgilendiğini anlatarak başladı. Gebelik sürecinin ve doğum anının bebeğin sonraki yaşamını önemli ölçüde şekillendirdiğini; doğmamış çocuğun, çevresinde olanların az da olsa farkında olduğunu dile getirdi. Bu konumda doğum psikoloğunun öneminden bahsetti. Doğum esnasında da danışanlarının yanında olduklarını ve bunun dünyada sadece Türkiye’de olduğunu söyledi. Karşılaştıkları sorunları, deneyimlerini, sadece anneyle değil babayla hatta kayınvalidelerle ilgilenmeleri gerektiğini anlattı. Kayınvalidelerin kendi hamileliklerinin veya görüşlerinin ne ölçüde etkili olabileceğini anlattı. Konuşmasını soru-cevapla bitirdi.




Uzman Psikolojik Danışman Çiğdem Demir Çelebi
Yazıma başlamadan önce bu yazıda kullandığım bilgileri, Marmara Üniversitesi Psikoloji ve Gelişim Kulübü olarak düzenlediğimiz Kariyer Günleri-Mezunlar Geçidi adlı etkinliğinde bizlerle paylaştığı için Uzman Psikolojik Danışman Çiğdem Demir Çelebi'ye çok teşekkür ederim.
Yaşamın hangi döneminde sonsuza kadar bulunmak isterdin? Bu soru biraz ürkütücü değil mi? Sonsuza kadar belli bir dönemde kalamayız, insanlığın doğasında bu yok. Peki o zaman yaşlanmaktan neden bu kadar korkuyoruz? Acaba psikolojik açıdan kendimizi buna hazırlayabilir miyiz? Psikoloji yaşlılık için ne yapıyor? İlk olarak lisans eğitimindeyken yetişkinlik ve yaşlılık ile ilgili çok ders verilmiyor, ne yazık ki bu büyük bir eksikliğimiz. Ama bir psikolojik danışmanın eğitimi lisansla sınırlı kalmıyor. Yaşlılık alanını seçersen okyanusta kulaç atmaya hazır ol derim.
Yaşlı psikolojisi olarak tanımlanan geropsikolojinin amaçları:

  • Yaşlı için, çocuklarının evden ayrılmasına uyum sağlama
  • Ölüme uyumlu bakış açısı kazandırma
  • Yaş grubu ile yakınlık kurma
  • Emekliliğe uyum sağlama
Gerontolojik psikolojik danışma= yaşlılarla ilgili sosyal bilim alanıdır.
Geriatrik psikolojik danışma= yaşlılarla ilgili tıp alanıdır.
Bu alanda yükseleceksen, çalıştığın yaşlı danışanlarının hayat  hikayelerini, onların yaşadığı dönemi, kültürünü bilmelisin ve ona göre danışmanı yürütebilmelisin.
Psikolojik danışman olarak bütün çeşit yaşlıları tanıyabilmelisin. Çeşit yaşlılar derken neyi kast ettim örneğin, Kadıköy-Modadan gelen yaşlı danışanının ihtiyaçları ile köydeki yaşlı danışanının ihtiyaçları aynı olmayacak. Hepsine eşit davranabilmelisin. Yaptığın grup çalışmalarında ki yaşlıların yaşları tutarlı olmalı, dikkat etmelisin.Ve en önemlisi de her zaman psikolojik danışman gibi olamıyoruz. İlk önce insan olarak karşımızdaki kişiyi yaşıyla, saç rengiyle, diniyle, ırkıyla, ten rengiyle kabul etmeli ve saygı duyabilmeliyiz. Yaşlılarımıza sarılmalıyız, yaş aldı diye kimseden beklentilerimizi değiştirmemeliyiz.Kır papatyalarını sevmeliyiz. Kırlaşmış her şeyde bir hayat olduğunu unutmayalım. Bir hayat, bin hayata dokunabilir ve biz bunu en iyi dedelerimizin, ninelerimizin nasihatlerinden öğrenebiliriz. Kır papatyalarınızdan öperim.



Psikolojik Danışman Fatmanur Yalçınkaya
Saygıdeğer hocamız Psikolojik Danışman Fatmanur Yalçınkaya 2017 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünden mezun olmuştur. Şu anda özel bir kurumda görevini icra etmektedir.
“Yolculuğum” isimli konuşmasında öncelikle kendi deneyimlerini bizlere aktardı. Okulumuzda bölüm sekterliği, sınıf temsilciği, ERASMUS, sosyal sorumluluk projeleri, gönüllü staj, bilimsel araştırmalarda yürütücü görevler üstlenme vs. görevlerde yer alarak network’ünü geliştirdiğini ve alanını daha iyi tanımak adına çeşitli faaliyetlerde görev almaktan çekinmediğini belirtip, bizleri de bu yönde teşvik etmeyi unutmadı. Marmara Üniversitesi PDR bölümünün alanında iyi bir eğitim kurumu olduğunu, hocalarımızın yeterliliklerinin diğer pek çok “iyi bilinen” kurumlardan dahi ön planda olduğunu belirterek bizleri gururlandırdı ve pek çok üniversitede öğretilmeyen terapi yöntemlerinin okulumuzda mevcut olduğunu belirtti.
Mezun olduktan sonra karşılaşılan birtakım sorunların üzerinden nasıl gelmemiz gerektiği hakkında kendisinden ipuçları istedik. Yalçınkaya “Her zaman başınız dik olmalı. En basitinden unvanınızı dahi öğrenemeyen insanlar karşınıza çıkabilir. Rehber öğretmen, rehberlikçi, okul psikoloğu… Bu sıfatları çok kez duydum ama inatla, sabırla her seferinde mesleğimi onlara tanıtmaktan vazgeçmedim. Sizi küçümseyebilirler, boş bir iş yaptığınızı düşünebilirler ama unutmayın ki yaptıklarınızı gördükçe size olan önyargıları kırılacaktır. İşini düzgün yapın ve asla pes etmeyin!” söylemleriyle mesleğimize olan bağlılığımıza güç kattık.
Fatmanur Yalçınkaya PDR bölümünde okuyan öğrenciler için de ayrıca önerilerde bulundu. Bunlardan bazıları:

  • İnsanları tanımanın güzel olduğunun bilincine varmak.
  • İyi bir dinleyici olmak.
  • Bilimsel araştırmalar  yapmak.
Hocamıza deneyimlerini bizlere aktardığı için teşekkür eder, hayatında güzellikler dileriz.


Klinik Psikolog Eren Murat Dinçer
Eren Murat Dinçer hocamız “Narrative Terapi ile Tanışma” başlıklı sunumuna bu alanın kurucularından olan Michael White ve David Epston’dan söz ederek başladı.Narrative terapinin yaklaşımı ‘kişilerin problemleri var olabilir ama bu problemler kişilerle özdeşleşmemelidir’ şeklindedir.Problemin kendisi problemdir mottosu hakimdir.Narrative terapi, terapistin konumunu da sorgular.Merkezde terapist değil danışanın hayata bakış açısı ve onun için değerli olan şeyler vardır.Kurallar etiğinden çok ilişkisel etiğe dayalıdır.Terapist danışanla gerçekten ilişki kurar ve bu ilişkiden etkilenebilir.Problem ve kişiler birbirinden ayrılır.Problem önce dışsallaştırılır daha sonra danışan yüzleştirilerek çözüme ulaştırılır.Narrative terapi,yalnızca düz teknikten ibaret değildir.İnsanların değer yargılarından ilerlerken terapi haritalarından yararlanır.
Terapi haritaları: Dışsallaştırma Konuşmaları,Dış şahit uygulamaları,Yazılı Belgeler,Yeniden Üyelik Konuşmaları,Başarısızlık Konuşmaları,Yeniden Yazma Konuşmalarını içerir.
Dünya görüşü ve etik anlayışı:

  • Kendi ayrıcalığını farketme.
  • Kültürel ve kültüre rağmen uygulama.
  • Anlamı, duyguyu, bedeni birbirinden ayırmama.
  • Güç ilişkilerini görünür kılma.
  • Patalojize etmeme, bireyselleştirmeme.




Burcu Çiftçi, Miray Engin, Osman Okan Belli, Aleyna Nazlıcan Aday, Sema Karabuğa, Elif Ece Çınar

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süpermen'i Beklerken (Waiting for 'Superman') Film Analizi

Waiting for  Superman sadece The Flaming Lips grubunun bir şarkısı değil. Aynı zamanda Amerikan eğitim sistemine eleştirel bir perspektiften bakan, ülke içerisindeki bireylerin okuma yazma oranlarını, eyaletlere göre başarılarını ele alan belgesel niteliğinde bir film. Filmi inovatif eğitimi de düşünerek yorumlayabilmek mümkün. Akademi ödüllü filmin yönetmeni Davis Guggenheim, düşük performanslı kent okullarını ‘bırakma fabrikaları’ olarak tanımlıyor ve bu kent okullara yönelik birtakım çözüm önerileri sunuyor. Film, devlet okulu sistemi içerisinde devam eden beş öğrenciyi konu alıyor. Eğitim sistemini iyileştirme adına eğitim reformcularının sunduğu çözümler filme gerçeklilik ve yararlılık katmasının yanı sıra günümüzün ilerleyen teknolojisi de düşünüldüğünde çözüm önerilerine birkaç şey daha ekleyebiliriz,  şöyle ki : Eğitimde teknolojiyi mutlaka bir amaç etrafında verimlice kullanabilmeli ve bu amacın kesinlikle öğrenci üzerinde işlevselliği de olabilme...

7.Koğuş Film Analizi

7. KOĞUŞTAKİ MUCİZE Hepimizin merakla beklediği 7. Koğuştaki Mucize nihayet geçtiğimiz haftalarda vizyona girdi. Başrollerinde Aras Bulut İynemli, Deniz Baysal, Sarp Akkaya gibi isimlerin bulunduğu ve Mehmet Ada Öztekin yönetmenliğindeki filmi izlerken gözyaşlarımıza hakim olabilmek neredeyse hepimiz için imkansızdı. Henüz izleme fırsatını bulamamış okuyucularımız için de kısa özetlerle birlikte filmi karakter analizleri ve sosyal psikoloji bağlamında ele almak isteriz : Filmimiz, 7 yaşındaki kızı, Ova ile aynı zeka yaşına sahip olan Memo’nun haksızlıklarla mücadelesini, zihinsel yetersizliklerine rağmen evladı için her şeyi yapan bir baba oluşunu gözler önüne seriyor. Memo, bir gün koyunları otlatmaya çıkardığında başına hayatının dönüm noktası olabilecek bir talihsizlik gelir. Sözü geçer bir komutanın kızı oyun esnasında tehlikeli yerlere tırmanır ve Memo kıza gitmemesi için uyarılarda bulunurken, Ova ile aynı yaşlardaki küçük kız uçurumdan düşüp can verir. Bu esnada olay y...

Seyahat Üzerine Bir Röportaj

Okulumuzun kıymetli hocalarından Dr. Mustafa Otrar ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Öncelikle kendisini kısaca tanıyalım; 1971 Eskişehir (Merkez) doğumludur. İlkokulu (1982), ortaöğrenimini (1989) Eskişehir’de tamamladı. Aynı yıl girdiği Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Psikolojik Danışma ve Rehberlik Lisans Programı’ndan mezun oldu (1993). Rehber Öğretmen olarak Bingöl ve İstanbul’da görev yaptı. 1995 yılında Araştırma Görevlisi olarak Marmara Üniversitesi’ne göreve başladı. 1997 yılında Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde Eğitimde Psikolojik Hizmetler alanında yüksek lisansını tamamladı. Ocak 2006’da Doktora eğitimini tamamlayan Mustafa OTRAR, halen Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü’nde Ölçme ve Değerlendirme Anabilim Dalı Başkanı olarak çalışmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır. Genel olarak seyahatin hayatınızdaki yeri, ruh halinize etkisi nedir?  Hayatımdaki yerinden...