Ana içeriğe atla

"KLİNİK PSİKOLOJİDE YÜKSEK LİSANS YAPMAK" KONULU ETKİNLİK ÖZETİ


Psikoloji ve gelişim kulübü olarak düzenlediğimiz VII. Kariyer Günleri-Mezunlar konuşuyor etkinliğimizin ikinci gününde “Klinik Psikolojide Yüksek Lisans Yapmak” konusunu konuştuk konuştuk. Etkinliğimizin özetini, yayını kaçıranlar için paylaşıyoruz. Herkese iyi okumalar dileriz!

Uzman Klinik Psikolog Yasin Gürkan-Klinik Psikolojide Yüksek Lisans Yapmak

  PDR veya Psikoloji okuyan bazı öğrenciler lisans eğitimini tamamladıktan sonra klinik psikolog olmak isterler. Neden istedikleri sorusuna türlü cevaplar vermektedirler. Kimi yardıma ihtiyacı olan insanların hayatlarına dokunup onlarda güzel bir iz bırakabilmek için, kimi toplum içerisinde itibar görmek için kimisi de kendi problemlerinden kaçmak için veya bunun gibi birçok nedenlerle bu mesleği tercih eder.

  Peki klinik psikoloji nedir, nasıl klinik psikolog olunur, ne tür alanlarla ilgilenir? Yazımızın devamında bunlardan bahsedeceğiz.

  Klinik psikolojiyi kısaca zihinsel, biyolojik, psikolojik bozuklukları hafifletmeye yönelik araştırmalar yapan psikoloji alanı şeklinde ifade edebiliriz.

  Klinik psikoloji travma, kişilik bozuklukları, nörogelişimsel rahatsızlıklar gibi birçok alanda çalışmalar yapar. İstihdam alanları ise özel klinikler, aile danışmanlığı merkezleri, üniversiteler, okullar, rehabilitasyon merkezleri şeklindedir. Bu alanlar daha da arttırılabilir.

  Klinik psikolog unvanı alabilmek için yasaya göre sadece PDR veya Psikoloji mezunu olan öğrencilerin klinik psikolojide yüksek lisans eğitimini tamamlaması gerekir.

  Yüksek lisansta psikopatolojiyle alakalı birçok ders, süper vizyon alma (danışan görme) kendi psikoterapi sürecinden geçme gibi eğitimler sunulmaktadır.

 Bütün bu prosedürlerin yanı sıra kişi klinik psikolog olmayı gerçekten istiyorsa yaşayabileceği zorluklara hazır olmalıdır. Örneğin seans saatleri ya da danışan bulma güçlüğü konusunda bazı problemlerle karşı karşıya kalabilmektedir. En önemlisi ise kişi kendinin farkında olmalı, yaşam boyu öğrenmeli, kendini mütemadiyen testlerle, eğitimlerle geliştirmelidir.

Uzman Klinik Psikolog Yasin Gürkan’a bizlere verdiği faydalı bilgiler için çok teşekkür ediyoruz!

Sonraki etkinliklerimizde görüşmek üzere!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süpermen'i Beklerken (Waiting for 'Superman') Film Analizi

Waiting for  Superman sadece The Flaming Lips grubunun bir şarkısı değil. Aynı zamanda Amerikan eğitim sistemine eleştirel bir perspektiften bakan, ülke içerisindeki bireylerin okuma yazma oranlarını, eyaletlere göre başarılarını ele alan belgesel niteliğinde bir film. Filmi inovatif eğitimi de düşünerek yorumlayabilmek mümkün. Akademi ödüllü filmin yönetmeni Davis Guggenheim, düşük performanslı kent okullarını ‘bırakma fabrikaları’ olarak tanımlıyor ve bu kent okullara yönelik birtakım çözüm önerileri sunuyor. Film, devlet okulu sistemi içerisinde devam eden beş öğrenciyi konu alıyor. Eğitim sistemini iyileştirme adına eğitim reformcularının sunduğu çözümler filme gerçeklilik ve yararlılık katmasının yanı sıra günümüzün ilerleyen teknolojisi de düşünüldüğünde çözüm önerilerine birkaç şey daha ekleyebiliriz,  şöyle ki : Eğitimde teknolojiyi mutlaka bir amaç etrafında verimlice kullanabilmeli ve bu amacın kesinlikle öğrenci üzerinde işlevselliği de olabilme...

7.Koğuş Film Analizi

7. KOĞUŞTAKİ MUCİZE Hepimizin merakla beklediği 7. Koğuştaki Mucize nihayet geçtiğimiz haftalarda vizyona girdi. Başrollerinde Aras Bulut İynemli, Deniz Baysal, Sarp Akkaya gibi isimlerin bulunduğu ve Mehmet Ada Öztekin yönetmenliğindeki filmi izlerken gözyaşlarımıza hakim olabilmek neredeyse hepimiz için imkansızdı. Henüz izleme fırsatını bulamamış okuyucularımız için de kısa özetlerle birlikte filmi karakter analizleri ve sosyal psikoloji bağlamında ele almak isteriz : Filmimiz, 7 yaşındaki kızı, Ova ile aynı zeka yaşına sahip olan Memo’nun haksızlıklarla mücadelesini, zihinsel yetersizliklerine rağmen evladı için her şeyi yapan bir baba oluşunu gözler önüne seriyor. Memo, bir gün koyunları otlatmaya çıkardığında başına hayatının dönüm noktası olabilecek bir talihsizlik gelir. Sözü geçer bir komutanın kızı oyun esnasında tehlikeli yerlere tırmanır ve Memo kıza gitmemesi için uyarılarda bulunurken, Ova ile aynı yaşlardaki küçük kız uçurumdan düşüp can verir. Bu esnada olay y...

Seyahat Üzerine Bir Röportaj

Okulumuzun kıymetli hocalarından Dr. Mustafa Otrar ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Öncelikle kendisini kısaca tanıyalım; 1971 Eskişehir (Merkez) doğumludur. İlkokulu (1982), ortaöğrenimini (1989) Eskişehir’de tamamladı. Aynı yıl girdiği Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Psikolojik Danışma ve Rehberlik Lisans Programı’ndan mezun oldu (1993). Rehber Öğretmen olarak Bingöl ve İstanbul’da görev yaptı. 1995 yılında Araştırma Görevlisi olarak Marmara Üniversitesi’ne göreve başladı. 1997 yılında Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde Eğitimde Psikolojik Hizmetler alanında yüksek lisansını tamamladı. Ocak 2006’da Doktora eğitimini tamamlayan Mustafa OTRAR, halen Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü’nde Ölçme ve Değerlendirme Anabilim Dalı Başkanı olarak çalışmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır. Genel olarak seyahatin hayatınızdaki yeri, ruh halinize etkisi nedir?  Hayatımdaki yerinden...